10 Aralık 2013 Salı

11 ARALIK 2013 ZAMAN DENEMESİ ( FEM ) SONUÇLARI

A KİTAPÇIĞI

TÜRKÇE
C A C D C B E A B E E D E A B E A A D A D C B C A D B E C B D D C A B C B E D D


MATEMATİK
E C E D B D E C E C B A A A D C A A B B C B E A D C A D D C B D A B B C C E D E


SOSYAL BİLİMLER
D E A B B E A D B C E D C A C B A C E E E B A C C B E D A C E E B C D B C D A E - A D C E B

FEN BİLİMLERİ
B A A E C D D C C B E D B E D C D C E E D C A B A B E C B A A E A D D B D E C C


Sakın hepsini doğru yapmayım inanmazlar :D Ayrıca bundan sonra her denemeden 1 gün önce cevap anahtarı yayınlanacak.Ben kıbıslıyım burda sizden bir gün önce deneme oluyoruz :D

5 Aralık 2013 Perşembe

PTC Bank ile internetten para kazanmak artık çok kolay

PTC Bank ile internetten para kazanmak artık çok kolay

öncelikle : http://www.ptcbank.net/?r=LadWolfMan

linkinden üye oluyoruz

daha sonra reklamlara tıklıyoruz

ve bakiyenizin 100 dolara ulaştığı gün baaaaaaam

paayı çekip bi sigara yakıyoruz :D

11 Kasım 2013 Pazartesi

Minecraft Eşliğinde Güzel Anlar - Mega 3 (+oynatma listesi)

http://www.youtube.com/v/GNl_80YnvDo?version=3&list=UUDko6Q5DfOXRRMP5Mr5G5Gg&showinfo=1&feature=share&autohide=1&attribution_tag=ooE5AmCxExXuA2oI9fY7aA&autoplay=1

4 Kasım 2013 Pazartesi

The Stanley Parable (İnceleme)

Kafanızdaki bir ses size emir verse, ne yapardınız?


Sıradan oyunları boşverin. Hepsi zaten birbirlerini taklit edip duruyor. Uzaklarda aramış olduğumuz bir oyun. Bir keşif oyunu. Üstelik her keşfin sonucunda bizleri farklı bir son bekliyor. Bazen hikaye bitiyor, bazen hikaye bitmiyor. Bunu bizim verdiğimiz kararlar etkiliyor. Gelin şimdi bu garip keşif oyununun ne olduğundan ve nasıl olduğundan bahsedelim.

Öncelikle oyunun geçmişine gidelim, 2011 yılına. Half-Life 2 için mod olarak tasarlanmıştı. Daha sonra mod olarak çıktı ve oyuncuların beğenisine sunuldu. Oyuncular bu modu bilgisayarlarına kurduklarında ne olduğunu ilk başta anlayamamışlardı. Ben de aynı tepkiyi vermiştim açıkçası. Daha sonra hikayeyi anlatan kişi konuşmaya başlıyordu ve bizim Stanley adında çalışan bir kişi olduğumu söylüyordu. Devamında ise hikayeyi anlatmaya devam ediyordu.

Stanley son derece mutlu bir insan
Biz Stanley adında bir kişiydik ve işimiz de bilgisayar ekranında çıkan düğmelere basmaktı. Çok kolay bir iş öyle değil mi? Gayet kolay ve mutluluk verici bir iş. Daha sonra ortaya bir problem çıkıyor ve Stanley donup kalıyor. Bu sorunu halletmek için etrafa bakınıyor fakat herhangi bir şey bulamıyor. Daha sonra diğer çalışanlara bakınmak için etrafı dolaşmaya başlıyor. İşte tam bu noktada oyun bizim elimize bırakılıyordu.

Hikayeyi anlatan kişi bizi koordine ederek ilerleyebilmemizi sağlıyordu. Fakat oyunda şöyle bir seçeneğemiz de bulunuyordu. Hikayeyi anlatanın söylediklerini değil de kendi canımızın istediklerini yapabiliyorduk. İşte bu noktadan itibaren oyun pek çok farklı sona ulaşıyordu. Yani verdiğiniz çoğu karar oyunun sonunu etkiliyordu.

Daha sonra bu mod çeşitli ödüller aldı ve aklımızın bir köşesine yerleşti. Evet... Şimdi ise standalone olarak çıkmış durumda. İlk olarak demosu sunuldu ve ardından bir hafta sonra çıkışını yaptı. Mükemmel, mükemmeldi. Evet bu kelimeleri hakediyordu. Hikaye anlatımı olağanüstüydü. Oynadığım oyunlardan tamamen farklıydı. Bana o tüm senaryoları, grafikleri ve oynanış sistemlerini unutturmuştu. E tabii bu bir yere kadar sürmüştü ama o anlar içerisinde oldukça keyifliydim.


Stanley günlük işini yapıyordu
The Stanley Parable yine demodaki gibi ilerliyordu. Stanley odasından çıkıp diğer iş arkadaşlarına bakıyor fakat hiçbirini bulamıyor. E tabii çeşitli cevaplar peşine düşüyordu. Bu insanların hepsi nereye gitmişti? Ben niye burada tek başıma kalmıştım. Hikayeyi anlatan kişi yine kafamızın içinde bizimle konuşuyor ve bize takip etmemiz gereken yolu gösteriyordu. Evet buradan sonra oyun tamamen size kalıyor.

Keşfedebileceğiniz birden çok farklı yol ve son bulunuyor. İsterseniz ilk olarak sağ kapıdan girin, isterseniz de sol kapıdan. Ben ilk olarak hikayeyi anlatan kişinin gösterdiği yoldan gitmiştim. Garip bir duyguydu. Daha sonra ise bunu reddedip tam tersini yaptım. Daha sonra dediklerinin birkaçını yapıp, birkaçını yapmıyordum. Böyle böyle 4’ten fazla sona ulaştım. Henüz kaç farklı son olduğu hakkında kesin bir fikrim yok. Fakat en az 8 tane vardır diye düşünüyorum.

Assassin's Creed IV: Black Flag (PS3)

Assassin's Creed IV: Black Flag (PS3)

Bir Kenway'dir gidiyoruz bakalım!


Ubisoftun bitmek tükenmek bilmeyen serisi AC ile uzun zamandır meşgul birisi olarak artık yeni oyunların gelmesi beni ne kadar heyecanlandırıyor bilmiyorum. Ezio’nun hikayesinden sonra Haytam ve Connor ile yaşadıklarımız veya Desmond’ın başına gelenlerden sonra insanoğlunun sonun nereye varacağı gibi sorular aslında ortalığa saçıldıktan sonra Edward’a oldukça büyük bir yük düşüyor orası kesin.

Aldatma ve aldanma
Assassin’s Creed IV: Black Flag’i (ACIV) serinin diğer oyunlarından ayıran en büyük özelliği baş kahramanı. Lakin bu özellik Edward’ın bir özelliği değil sadece onun yaşadığı dönemin özelliği. Bundan önce kronolojik olarak sürekli ileriye giden oyun ilk defa bir önceki oyundan daha öncesini anlatıyor.

Evet, bildiğiniz gibi ACIV’te bir korsan olan Edward Kenway’i yönetiyoruz. Üçüncü oyundaki kahramanımız Connor’ın dedesi ve bir Templar olan Haytam’ın babası. Peki Edward’a hızlıca bir değinecek olursak, ne gördük onda? Açıkçası Revelations’tan beri, hatta ne yalan söyleyeyim, Revelations’ta bile Ezio’yu arıyorum. Sebebini yıllarca çözemedim ancak şu ana kadar bu seride beni ve tahminimce pek çok AC severi Ezio kadar tatmin eden bir karakter olmamıştır. Şahsen benim için Altair bile ikinci sırada yer alır. Özellikle Connor’ın bir türlü o çocuksu masumiyetinden kurtulamayışı, sürekli yaşadığı ergen öfkesi, Haytam’ın aşırı öz güveni beni bir türlü onlara tam olarak bağlayamamıştı. Ne yazık ki aynı durum Edward’da da geçerli.

Edward Kenway iyi bir yaşam sürdürmek adına korsanlığa başlıyor ve ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Oyuna ilk başladığımızda Edward sade bir denizci olarak karşımıza çıkıyor. Daha sonradan oyunun hemen başında “kendi çabası” ile bir Assassin oluyor, ya da en azından biz öyle sanıyoruz. Fakat Edward esas olarak hiçbir zaman Altair veya Ezio’nun o tutkusunu paylaşmıyor. Bunu rahat bir şekilde hissediyorsunuz. Onun bulaştığı her işte esas amacı para kazanmak ve bunu nasıl yaptığını önemsemiyor. Umursamaz, korkusuz, karizmatik ve liderlik vasıflarına sahip birisi.


Zaten bu şekilde oldukça hızlı büyüyor. Karakter olarak daha fazlasına değinemiyorum nitekim bundan sonrası için hikayeye de bulaşmak zorunda kalacağımdan spoiler vermek istemiyorum. Nitekim buradan da anlayacağınız gibi hikaye konusunda da çok değinmeyeceğim. Fakat şunu söylemeliyim ki tıpkı üçüncü oyunda olduğu gibi epey şaşıracağınız birkaç nokta ile karşılaşacaksınız.

The Dark Eye: Demonicon (İnceleme)

The Dark Eye: Demonicon (İnceleme)

Cairon koş Calandra dağa kaçtı
The Dark Eye’ı biliyor musunuz bilmiyorum fakat kendisi Ulrich Kiesow tarafından yazılmış epey önemli bir dünyadır. 1984 Yılında çıkan Dark Eye, Dungeons & Dragons’u Avrupa’da geçebilen en başarılı kurulumlardan birisidir.

"Ben hiç duymadım" diyeceksiniz ama aslında duydunuz, Drakensang oyunları mesela, Dark Eye evreninde geçer ve anavatanı Almanya’da epey tutulur ve sevilir. Demonicon ise, The Dark Eye evreninde geçen en yeni oyun ve açıkçası, büyük bir hayal kırıklığı.


"Darkspawn?"

Demonicon, Noumena Studios tarafından yapılan bir aksiyon-rol yapma oyunu ve aynı zamanda bir rol yapma faciası. Dark Eye’ın oldukça derin dünyasının sadece çok ufak bir kısmını kazıyan ve bunu kötü yazılmış karakterlere kurban eden bir hikayeye sahip. Oyunun başında size genel tonu ve hikayeyi vermesi gereken oldukça facia bir giriş videosu izliyoruz, bu girizgahta anlatılan hikaye, Dark Eye’ı bilmeyenler için çok fazla bir anlam ifade etmiyor, açıkçası benim gibi Dark Eye okumamış ve sadece video oyunlarından takip eden biri olarak, “Büyük şeytani bir gücü uyandıran kötü batılılar” konseptini epey gülünç bulduğumu söyleyebilirim.

Evet, adından anlaşılacağı üzere Dark Eye’ın dünyası epey karanlık, sürekli olarak acı olaylar, depresif atmosfer ve bir türlü bitmek bilmeyen “bilinmeyen” güçlerle karşı karşıyayız. Bütün bunlar, iyi yazılan karakterler olsaydı ilgi çekici olabilirdi fakat oyunun başından itibaren, bir sosis karakter vakası mevcut.

Bu sosis karakter vakasını perçinleyen giriş ise oyunun genel kalitesinden ödün vermiyor. Cairon, bir yabancının "o mağaraya girme" uyarılarına rağmen, oyunun başında oldukça tehlikeli bir mağaraya girer. Bunun sebebi, babalarının kız kardeşini, onun istemediği bir soyluyla evlendirmeye çalışmasıdır. Bu olayın üzerine kardeş kaçar, Cairon'da onu yola getirmek için peşine düşer.

Bir rol yapma oyununun en önemli yanı karakterler ve diyalog olmalıdır diye düşünüyorum, Demonicon, bu konuda uzun zamandır görmediğim kadar kötü bir örnek sunuyor. Donuk bakan karakterler, saçma sapan diyalog opsiyonları (Oyunun başında iki üç kere Calandra’nın kaçtığı adamla bekaretini kaybedip kaybetmediği muhabbeti yapılıyor, ne bu şimdi?) ve sinematik olması gerekirken hiçbir şey olamayan animasyonlarla birlikte, atmosfer balta üzerine balta yiyor. Bütün bu ufak giriş hikayesinden sonra karakterimiz kazayla ve oldukça komik bir animasyonla, büyülü güçlere sahip oluyor ve dünyanın sonunu getirecek korkunç bir "karanlığın" karşısında durabilecek tek kişi olduğunu anlıyor.

Bu hikaye, animasyondur, seslerdir, diyalogdur, kötü grafiklerdir derken, balta üzerine balta yiyor dediğim gibi, yani benim hevesim o kadar kursağımda kaldı ki, ne büyük şeytani güç aklıma geldi ne de Calandra’nın, kardeşi ve babasına dert olmuş bekareti.



"Demonicon'da heyecanlanmanız gereken fakat heyecanlanmadığınız 53 sahneden biri"

Aslına baktığımız zaman, bu oyunu Bard’s Tale misali, RPG türünün bir parodisi olarak düşünseydim, gerçekten güzel bir not verebilirdim çünkü nereden baksanız bütün klişeler burada. Baştan söylüyorum, Dark Eye böyle bir evren değil, sadece bu oyun kötü.

Oyunun savaş sistemi, sinematik olarak lanse ediliyor fakat karakter geliştirme yapısı, bunu destekleyen korkunç animasyonlar ve bol grafik hatalarına sahip düşmanlarla birleştiği zaman, oyunu kurtarmaya yetmiyor ama ben yine de sistemi size anlatayım. Oyunda XP yerine AP kazanıyorsunuz (Astral Points) bu AP’leri kazandıkça harcıyorsunuz. Arttırabileceğiniz çeşitli statlarınız var, bunlar zırh geliştirmelerinden tutun, iksir yapmaya kadar değişiyor. 

Cabela's African Adventures (İnceleme)

Afrika'ya gidiyoruz



Evet. Bu sefer bambaşka bir inceleme ile karşınızdayım. Bu seferki incelememiz Cabela’s African Adventures. Avcılığı herhangi bir şekilde desteklemiyorum ve yapanlara karşı herhangi bir lafım bulunmuyor fakat bu oyunu oynamak için herhangi bir şekilde engel değil bu. Bildiğiniz gibi Grand Theft Auto 5 çıkışını yapmıştı ve oyunculara sunulmuştu. Bu oyunda soygun yapıyoruz, insanları katlediyoruz ve birçok kazaya sebep oluyoruz. E tabii bunların hiçbirini gerçek hayatta uygulamıyoruz. İşte bu oyunu da bu şekilde düşünebilirsiniz.

Şimdi gelelim oyunun içeriğine, oynanışına ve grafiklerine falanına filanına. Evet bu bir avcılık oyunu. Fakat diğer avcılık oyunlarının aksine daha kapsamlı bir oyun. Diğerleri gibi FPS türünde yapmak yerine TPS olarak tasarlanmış. Bu tema gayet uygun olmuş diyebilirim. Zaten sürekli olarak FPS avcılık oyunlarını oynamaktan içimiz daralmıştı.

Diğer avcılık oyunlarını oynadıysanız şunu bilmeniz gerekir: bir görevi alırsınız o mekanda doğarsınız ve gerekli hayvanı bulup öldürmeye çalışırsınız. İşte bu oyundaki sistem buna benziyor fakat biraz daha farklı. Bizim bir arazi aracımız var ve bu araç ile birlikte görev yerlerine gidiyoruz. Daha sonra görev yerine vardığımızda kısa bir sinematik bizleri karşılıyor. Ardından göreve başlamış oluyoruz. Gerekli olan her şeyi yapıp görevi bitirdikten sonra araca tekrar binerek farklı görevlere yol alabiliyoruz.

Tabii ki bu görevleri yaparken bir hikaye doğrultusunda ilerliyoruz. Hikayeye göre oyundaki amacımız Afrika’daki beş büyük hayvanı avlayabilmek. Bu hayvanlar şunlar: gergedan, aslan, leopar, cape buffalo ve Afrika fili. Bu hayvanları avlayabildiğimiz zaman işimizi tamamlamış oluyoruz.

Cabela’s African Adventures, Cabela’s konsol oyunundan 5 kat daha büyük haritaya sahip. E tabii böyle büyük harita olunca gezmesi de keyifli oluyor. Aracınızla gezerek beş farklı biyomu keşfedebilirsiniz. Üstelik aracınıza istediğiniz zaman inip binebiliyorsunuz. Benzini sınırsız merak etmeyin. Benzinin bitip bitmediğini keşfetmek için etrafta baya bir dolanmıştım.


Aracın fizik mekanikleri oldukça rahat tasarlanmış. Avcılık yapmadığım süreçte araç ile pek çok atraksiyona girdim. Hatta sandalyeye takılarak takla bile attım. Bu yüzden çok eğlendim. Yani bunu bir hata olarak görmeye gerek yok, hatayı eğlenceye de çevirebilirsiniz.

Football Manager 2014 (İnceleme)

Football Manager 2014 (İnceleme)

Yine ekran başında yapılan basın toplantıları...
Evrenin belki de en lüzumsuz oyun incelemelerinden birini yazıyorum şu anda. Her inceleme gibi bu da en sonunda şu iki kilit soruya cevap arayacak; bir, "Bu oyun iyi mi?", iki, "Bu oyunu almalı mısınız?". Fakat Football Manager'dan bahsediyoruz; en kötü olduğu dönemlerde bile (ofsayttan iptal edilen golleriyle FM 2008, senden bahsediyorum!) alıp, oynamaktan başka şansımızın olmadığı bir oyun. Alternatifi yok ve doğru yaptığı şeyleri o kadar doğru yapıyor ki, birkaç alternatif denemesi de tutmaktan çok uzak kaldı. O yüzden bu sorular ne kadar anlamlı bilemiyorum. Siz yine de yakın durun, en kötü oturup FM muhabbeti yapmış oluruz. Playstore'un katkılarıyla yapacağımız FM muhabbetine hoş geldin diyelim o zaman.

Sports Interactive bu sene ödevine iyi çalışmış gibi gözüküyor, önce onu söyleyelim. Maç motorunu komple değiştirmişler ve arayüzde büyük gelişmeler var. Maç motorunun değişen tek kısmı kozmetik değil, oynanış üzerinde de uğraşılmış. Atılan goller daha gerçekçi gözüküyor; oyuncuların taktiklerinize uyduğunu daha net görebiliyorsunuz. Bu da yanlış giden şeylere daha çabuk müdahale edebilmemiz adına faydalı bir geri bildirim oluyor.

Geçen oyunlarda ne olursa olsun oyuncularla taktikleriniz arasında bir kopukluk var gibi hissediyordunuz; o his bu sene kalkmış. Bu bile başlı başına bir başarı; ama buna rağmen maç motorunu "harika olmuş" deyip kafamızda bir kenara koyamıyoruz. Görsel olarak 3. boyut hâlâ FM'ye yakışmıyor, gereksiz bir eklenti gibi geliyor. Peki bu oyun zevkini ne kadar baltalıyor? Neredeyse hiç. Bir noktadan sonra karşılıklı bakışarak çalımlaşan oyuncuları, durduğu yerden fezaya sıçrayan forvetleri görmez hâle geliyorsunuz.

How to Survive (İnceleme)

How to Survive (İnceleme)

Hayatta kalmanın dört şartı
Bitmek bilmeyen zombiler tekrardan karşımıza çıkıyorlar. Bu kez How to Survive onları konuk ediyor. RPG elementleri üstün bir şekilde içinde barındırarak, üretimi de oyuna uygulamış durumda bu oyun. Peki konsept neden zombiler üzerine kurulu? Hep zombi görmek mi zorundayız? Neyse konumuza geri dönelim. Evet, bugün sizlerle How to Survive’ı inceleyeceğiz. Oyunun kendine has özelliklerine değineceğiz.

RPG oyun türünü bilirsiniz. Günümüzün en son örneği olan Path of Exile’dan girelim. İşte bu oyunun zombili konseptini düşünün. Öyle düşündüğünüz zaman How to Survive’ın nasıl bir şey olduğunu anlayabilirsiniz. İçerisinde böcek ve çeşitli değişik yaratıklar yerine zombiler barındırıyor How to Survive. Fakat diğer RPG oyunlarından farklı yanları da bulunuyor. Özellikle Üretim kısmı oldukça güzel.

Peki hikayesi nasıl?
Öyle can alıcı bir hikayesi bulunmuyor maalesef. Geminiz bir kaza sonucu batıyor ve kendinizi bir adada buluyorsunuz. Bu adada bir hayatta kalma mücadelesi vermek zorundasınız yoksa en fazla iki gün yaşarsınız. İşte tam burada oyun başlıyor ve bizler de hayat mücadelesi vermeye başlıyoruz. İlk olarak elimize bir “çıbık” geçiyor ve bununla zombilerden kendimizi korumaya çalışıyoruz. Adanın etrafında biraz gezindikten sonra yavaş yavaş alışmaya başlıyorsunuz.

Görevleri genel olarak adada bulduğumuz insanlardan alıyoruz. Onlar hem bizlere adayı öğretirken hem de tecrübe puanı kazandırıyorlar. Hikaye modu bu şekilde ilerliyor. Görevler ilerledikçe yapabildiğimiz şeyleri de daha çok öğreniyoruz. Görevler bir yana, oyunun en önemli karakterlerinden biri olan Kovac ile ileride tanışıyoruz. Bu karakter bize silah yapmayı falan öğretiyor ayrıca çeşitli ekipman sağlıyor.


Kovac'ın rehberlerini takip edin

Önemli bir karakter olmasının bir diğer sebebi de adanın etrafına yerleştirmiş olduğu rehber kitapları. Bu kitapları görevler yaparken adanın çeşitli yerlerinde keşfediyoruz ve bize oyunun ana hatlarını gösteriyor. Ufak videolar şeklinde hazırlanmış. Hem eğlenceli hem öğretici olmuşlar. Bana biraz Bioshock’u hatırlattı diyebilirim.

Yukarıda oyunun ana hatlarından bahsetmiştim. Sonuçta oyun içerisinde de olsa normal bir insanız. Belirli ihtiyaçlarımız bulunuyor: Acıkmak, susamak gibi. İşte bu ihtiyaçlarımızı da etraftan gideriyoruz. Tam olarak dört ihtiyacımız var.

Sağlık: Zombilerden hasar aldığımız zaman azalıyor. Çeşitli bitkiler  ve üretilen sağlık eşyaları ile çoğaltılabiliniyor.

Açlık:
 Etrafta bulduğunuz yiyecekler ile gideriyorsunuz. Bazen avcılık yapmanız da gerekebiliyor.

Susuzluk:
 Çoğu yerde kuyular bulunuyor, oralardan rahatça ihtiyacınızı giderebilirsiniz.

Uyku: Uyku biraz daha farklı. Kovac’ın inşa etmiş olduğu çeşitli barınaklar bulunuyor. Bu barınaklarda ilk önce alarm veriyorsunuz. Daha sonra gelen zombileri öldürüyorsunuz. Etraftaki zombileri bölgeden arındırdıktan sonra barınakta bulunan yatakta rahatça uyuyabilirsiniz. Kovac’ın inşa ettiği bu barınaklar oldukça sağlam.

Minecraft Sunucu Admin Komutları

Minecraft Sunucu Admin Komutları


Minecraft’ta bir sunucu (server) sahibiyseniz veya herhangi bir sunucuda yönetici yetkiniz varsa, aşağıdaki komutları kullanarak bir takım işlemleri gerçekleştirebilirsiniz. Bu komutlar, arkadaşlarınız ile çoklu oyuncu (multiplayer) modunda oynarken de işinize yarar.
Bu kodlar, herhangi bir oyuncuyu oyundan uzaklaştırmaktan eşya almaya kadar her türlü işleve sahiptir.
  • /give (Op Adı) (Eşya No) (Eşya Sayısı [En fazla 64]) = Eşya almanıza yarar. Eşya No bulmak içinburadaki yazımızı inceleyebilirsiniz.
  • /tp (Işınlanacak karakterin kullanıcı adı) (Yanına ışınlanılacak karakterin kullanıcı adı) = İstediğiniz birisini, başka birisinin yanına ışınlayabilirsiniz.
  • /op nick = Birisini OP yapmanızı sağlar.
  • /deop nick = OP yetkisi bulunan birisinin yetkisini almanızı sağlar.
  • /kick nick = Birisini oyundan atmanızı sağlar. Atılan oyuncu, banlanmaz. Yeniden oyuna girebilir.
  • /ban nick = Birisini oyundan banlamanızı sağlar. Oyuncu bir daha oyuna giremez.
  • /pardon nick = Banladığınız birisinin banını kaldırmanızı sağlar.
  • /stop = Sunucuyu kapatmanızı sağlar.
  • /kill all mobs = Herkesi öldürmenizi sağlar.
Yazıyı beğendiyseniz, arkadaşlarınızla paylaşın!

Minecraft Hunger Games Nedir? Nasıl Oynanır?

Minecraft Hunger Games Nedir? Nasıl Oynanır?


Minecraft hunger games yani Türkçe adıyla açlık oyunları, oyunda yer alan bir çok oyun modundan bir tanesidir. Bu modda amaç, karakterinizi güçlendirecek eşyalar arayıp bulmak ve oyundaki diğer karakterleri öldürerek hayatta kalan son karakter olmak. Bu oyun türünü sadece çoklu oyuncu modunda oynayabilirsiniz.
Hunger games oyun modu, her sunucuda farklılık gösterebilen değişiklikler barındırabilir. Genel olarak oyun dünyasına herhangi bir etki yapamazsınız. Yani ne toprak kazabilirsiniz, ne de hayvan kesebilirsiniz. Sunucuda gizlenmiş sandıklardan zırh, yiyecek ve silah gibi eşyalar toplayarak, güçlü bir karakter haline gelmeniz gerekir. Bazı sunucularda başlangıçta bir süre güçlenmeniz için ölümsüzlük süresi olur, bazıları direkt olarak savaşı başlatır. Sunucuların çoğu, kit kullanır. Bu kitler ise oyuna başlamadan önce alabileceğiniz bir kaç eşyayı belirler. Her kit, kendisine has başka özellik barındırır.
Hunger games sunucularının çoğunda takım kurabilir. Oyunun başında büyük ihtimalle karşınıza “Team?” yazan bir kaç oyuncu çıkar. Bunlarla takım olmanız hayatta kalmanız açısından iyi olur. Bir kaç kişi ile takım kurduktan sonra elinizdeki takım arkadaşlarınızı göstermeyen, sadece düşmanın yönünü gösteren pusulalar ile savaşabilirsiniz. Çoğu sunucuda bu pusulalar oyun başında, oyunun uzun sürmemesi ve karakterlerin bir an önce savaşabilmesi için verilir. İnternet üzerinden Türk veya yabancı sunucular aracılığıyla sizler de bu eğlenceye katılabilirsiniz.
Eğer arkadaşınız ile teamspeak ya da skype gibi bir uygulama üzerinden konuşarak aynı sunucuda oynarsanız, oyun daha zevkli bir hale gelebilir.
Yazıyı beğendiyseniz, arkadaşlarınızla paylaşın!

Herobrine Nedir? Nasıl Oluşmuştur?

Herobrine Nedir? Nasıl Oluşmuştur?


HerobrineMinecraft‘ın hakkında bir çok dedikodu üretilen karakteri Herobrine’ı yakından tanımak ister misiniz? Minecraft Rehber olarak Herobrine karakterini en doğru şekilde araştırarak, sizler için kaliteli bir içerik hazırladık.
Herobrine, Minecraft dünyasının hayali karakteridir. Oyun yapımcılarının defalarca hiçbir zaman oyuna Herobrine eklemediklerini söylemelerine rağmen, bazı forum ve internet sitelerinde bu hayali karakter üzerinden hikayeler yazılmıştır.Oyunun yapımcısı olan Notch’un ölen kardeşi anısına oyuna eklendiği söylenen Herobrine, hiçbir zaman resmi olarak oyuna eklenmemiştir.
Ancak Herobrine lakaplı bir internet korsanı, oyunun içine sızarak her güncellenen versiyonuna bu karakteri dahil etmiştir. Bu nedenle oyunun her yeni güncellemesinde, oyun yetkilileri tarafından “Herobrine silinmiştir.” notu eklenir. Son olarak yayınlanan 1.6 sürümünde de, bu not yer almıştır.
Bazı iddialara göre bu internet korsanının eklediği Herobrine ile karşılaşma ihtimali, %0.1′den daha azdır. Genellikle madende görüldüğü söylenen bu hayalet, fark edildikten çok kısa bir süre sonra ortalıktan kaybolur. İnternet korsanının eklediği Herobrine ile karşılaşan bazı oyuncular, bu hayaletin eşya çaldığını ve görüldüğü zaman çığlık attığını belirtmiştir. Herobrine’ın oyunun ana karakteri olan Steve ile benzerliği bulunur ve tek farkı, gözlerindeki parlamadır.
Korkmak isteyenler için ayrıca Herobrine modu da bulunur. Oyuna aksiyon katmak isteyen oyuncular, bu modu yükleyerek Minecraft’ı korkunç bir hale çevirebilirler.
Yazıyı beğendiyseniz, arkadaşlarınızla paylaşın!

Minecraft Hataları ve Çözümleri

Minecraft Hataları ve Çözümleri

admin tarafından 3 ay önce yazıldı, 853 kez görüntülendi ve 2 yorum yapıldı.
Her oyunda olduğu gibi Minecraft’ta da oyuncular sık sık hata ekranları ile karşılaşabiliyorlar. Bu hatalardan en çok karşılaşılanları sizler için bir araya getirdik ve çözümleri ile birlikte bir makale olarak sunmaya karar verdik. İşte Minecraft oyununda en çok karşılaştığımız hatalar ve bu hataların çözümleri…

“Oturum Açılamadı Bad Login” Hatası

Bu hata, oynamak için sunucu arayan oyuncuların sık sık karşısına çıkan bir hatadır. Premium üyeliğe sahip birisinin nickini kullanarak, premium sunuculardan herhangi bir tanesine girmeye çalışmanız durumunda karşınıza çıkar. Başka bir sunucuya girerek ya da nickinizi değiştirerek Minecraft oynayabilirsiniz.

Siyah Ekran Hatası

Genellikle oyuna ilae mod yükleyerek daha fazla eğlenmek isteyenlerin karşılaştığı hatalardan biridir. Modu yükledikten sonra minecraft.jar dosyasının içine girip, META-INF isimli dosyayı silerek, bu hatadan kurtulabilirsiniz.

MOJANG Logosundan Sonra Oyunun Donması

Force Update yaparak çözebileceğiniz bu sorun, birden fazla yüklediğiniz modların birbiri ile uyumsuzluğu ile birlikte yaşanır. Force Update ile çözüm yoluna gidebilirsiniz.

“Bad Video Card Drivers” Hatası

Ekran kartı uyumsuzluğu sonrasında çıkan bir hatadır. Ekran kartının desteklememesi ile de yaşanabilir, ekran kartının sürümünün güncel olmamasından da kaynaklanabilir. İlk olarak ekran kartı sürücüsünü güncelleyerek, sorunun devam etmesi durumunda başka bir ekran kartı satın alarak bu sorundan kurtulabilirsiniz.

“Out of Memory” Hatası

Bilgisayarınızın raminin yeterli olmaması durumunda yaşanan bir sorundur. Force Update ile çözülebileceği gibi, yeni bir ram almanızı da gerektirebilir.

“Internal Exception: java.net.SocketException: Connection Reset” Hatası

Çoklu oyuncu modunda oynayanların arada sırada karşılarına çıkan bir sorun. Sunucuda anlık bir kasılma sorunu ya da kapanma durumunda karşınıza çıkar. Sorun sizden kaynaklanmaz, bir süre sonra tekrar aynı sunucuya girerek oyuna devam edebilirsiniz.

“Zaman Aşımı” Hatası

Her sunucunun, kendine has güvenlik yöntemleri vardır. Minecraft sunucularının bir çoğunda, aktif olmayan yani bilgisayar başında olmadığı anlaşılan her oyuncu, otomatik olarak sunucudan atılır. Çoklu oyuncu moduna girdikten sonra “/register” ya da “/kayit” komutu ile sunucuya kayıt olup, karakteri sunucuya soktuktan sonra bu hatayı almazsınız.

29 Eylül 2013 Pazar

Phantom Lancer Rehberi

Phantom Lancer Rehberi

genel bakış

Phantom Lancer
Kuvvet18 + 1.70
Çeviklik23 + 4.20
Zeka21 + 2.00
Hasar22 - 44
Hareket Hızı290
Zırh3.22

Oyundaki Rolü

Melee - Carry - Escape - Pusher
Azwraith the Phantom Lancer yaratabileceği birçok kopyası ile baş edilmesi zor bir yakın saldırı kahramanıdır.

Oynanabilirliğe gelince çok sayıda kopya yaratabildiği için çoklu ünitelerin kontrolünde başarılı olduğunuz taktirde daha fazla etkili olabilirsiniz. Yetenekleriyle düşmana uzaktan hasar verebildiği gibi yavaşlatabilir, zor durumlarda kısa süreli görünmez olurken savaş alanına kopyasını gönderebilir. Yaratacağı kopyaları ile koridoru hızlıca ilerletip kuleleri kolaylıkla yıkabilir.

Phantom Lancer karşı takımda yer alan bir düşmansa, alan etkili hasar verebilen yetenekleriniz olmadıkça alt etmeniz zor olacaktır. Gem of True Sight eşyası az canla kaçmaya çalışan Phantom Lancer’ı alt etmek için doğru seçim olacaktır.

istatiksel bilgiler

SEVİYE
1
15
25
SAĞLIK
492
944
1,647
MANA
273
637
1,157
HASAR
45-67
104-126
166-188
ZIRH
3
11
20
GÖRÜŞ MENZİLİ
1800 / 800
SALDIRI MENZİLİ
128
SALDIRI VARIŞ HIZI
-

yetenekler

Spirit Lance

Spirit Lance

Hedefteki düşman birimine hasar veren ve yavaşlatan büyülü bir mızrak yaratır. Bu arada birime saldırması için de bir Phantom çağrılır.
MANA: 125 / 130 / 135 / 140
DOLUM SÜRESİ: 7
YETENEK: Birim Hedefli
ETKİLER: Düşman Birimleri
HASAR: Büyüsel
HASAR: 100 / 150 / 200 / 250
YAVAŞLATMA SÜRESİ: 3.25
HAREKET YAVAŞLATMA: %10 / %20 / %30 / %40
İLLÜZYON SÜRESİ: 2 / 4 / 6 / 8
İLLÜZYONLARIN ALDIĞI FAZLADAN HASAR: %300
İLLÜZYONLARIN VERDİĞİ HASAR: %25
Doppelwalk

Doppelwalk

Phantom Lancer, yerine bir taklit yerleştirerek görünmez olur.
MANA: 150 / 120 / 90 / 60
DOLUM SÜRESİ: 30 / 25 / 20 / 15
YETENEK: Hedefsiz
SÜRE: 8
FAZLADAN HAREKET HIZI: %15
İLLÜZYON SÜRESİ: 20
İLLÜZYONLARIN ALDIĞI FAZLADAN HASAR: %300
İLLÜZYONLARIN VERDİĞİ HASAR: %25
Juxtapose

Juxtapose

Phantom Lancer’ın saldırıları, illüzyon yaratarak düşmanının kafasını karıştırma şansına sahiptir.
YETENEK: Pasif
ŞANS: %12
MAKS İLLÜZYON: 2 / 4 / 6 / 8
İLLÜZYON SÜRESİ: 20
İLLÜZYONLARIN ALDIĞI FAZLADAN HASAR: %350
İLLÜZYONLARIN VERDİĞİ HASAR: %25
Phantom Edge

Phantom Edge

Phantom Lancer yeteneklerini kuvvetlendirir. Juxtapose şansını arttırır ve Juxtapose illüzyonları artık kendi illüzyonlarını yaratabilir. Phantom Edge ayrıca Phantom Lancer’ın büyü dayanıklılığını arttırır.
YETENEK: Pasif
BÜYÜ DİRENCİ: %10 / %15 / %20
İLLÜZYON ÇOĞALMA ŞANSI: %3 / %5 / %7
FAZLADAN JUXTAPOSE ŞANSI: %2 / %4 / %6

hero ve item rehberi

Standart Dağılım

 

Alternatif Dağılım

1Spirit Lance
2Doppelwalk
3Spirit Lance
4Juxtapose
5Spirit Lance
6Phantom Edge
7Spirit Lance
8Juxtapose
9Juxtapose
10Juxtapose
11Phantom Edge
12Doppelwalk
13Doppelwalk
14Doppelwalk
15Tüm Statlar
16Phantom Edge
17Tüm Statlar
18Tüm Statlar

Standart Eşyalar

 

Alternatif Eşyalar

BAŞLANGIÇ
     
TEMEL
  
LÜKS
  
DEFANSIF
 

İpuçları

 

Dağılımlar

 

İllüzyon Mekaniği

Oyunun erken vakitlerinde Radiance eşyası edinirseniz, illüzyonlarınızı birden fazla yere (orman vb.) göndererek, altın kazancınızı yükseltmeye çalışın.
Oyun başı ilk hedefiniz hızlıca altın kazanmak (farm) olmalı. Spirit Lance yeteneği ile düşmanlarınıza uzaktan hasar verebilir ve düşmanlarınızı caydırabilirsiniz. (Özellikle yanınızda mana sağlayan kahramanlar var ise bu yeteneğinizi kullanmaktan çekinmeyin. Örn: Keeper of the Light)